Türk Ceza Kanunu?nun 109. maddesinde düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu, bir bireyin iradesine aykırı şekilde özgürlüğünün sınırlandırılması veya tamamen ortadan kaldırılması durumunda ortaya çıkar. Bu fiil, kişisel özgürlük ve güvenlik hakkının açık bir ihlalidir.
Halk arasında bu suç genellikle "adam kaçırma" olarak bilinmekle birlikte, hukuki açıdan çok daha geniş bir kapsama sahiptir. Örneğin, bir kişinin zorla bir odada kilitli tutulması, bir araç içerisinde serbestçe inmesine izin verilmemesi ya da tehdit yoluyla belli bir yerde alıkonulması da bu suç kapsamında değerlendirilir.
TCK m.109/1:
"Bir kimsenin hürriyetinden yoksun kılınması hâlinde, fail hakkında bir yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur."
Bu hüküm, mağdurun yalnızca fiziki olarak değil, iradesi dışında bir şekilde özgürlüğünün kısıtlanması hâlinde de uygulanabilir. Suçun silahla, birden fazla kişiyle birlikte, kamu görevinin sağladığı yetki kötüye kullanılarak veya çocuğa karşı işlenmesi durumunda cezalar daha da ağırlaştırılmaktadır (TCK m.109/3-5).
Bir kişinin, ayrılmak istediği partneri tarafından zorla evde tutulması
Alacak tahsili amacıyla bir şahsın bir yere götürülüp serbest bırakılmaması
Kendi rızası dışında bir çocuğun alıkonulması
Bu tür eylemler, mağdurun şikâyeti üzerine soruşturma konusu olabilir ve şikâyete bağlı olarak kovuşturma başlatılır (istisnalar hariç).
Yargıtay kararlarında bu suçun unsurları titizlikle değerlendirilmektedir. Örneğin, Yargıtay 14. Ceza Dairesi'nin bir kararında, ?Mağdurun, failin etkisi altında uzun süre bir evde tutulması ve dışarı çıkmasına müsaade edilmemesi? kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu olarak değerlendirilmiştir.
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu, Türk Ceza Kanunu?nun 109. maddesinde düzenlenmiştir. Bu suçun bazı özel durumlarında failin etkin pişmanlık göstermesi, yani mağdura zararını telafi etmesi veya özgürlüğünü kendiliğinden iade etmesi halinde cezada indirim yapılması mümkündür.
Türk Ceza Kanunu?nun 109. maddesinin 6. fıkrasına göre:
?Fail, mağdurun güvenli bir yere bırakılmasını sağlamışsa ve bu durum, mağdur açısından zararın giderilmesi anlamına geliyorsa, verilecek cezada indirim yapılabilir.?
Bu hükümle birlikte, failin suç işlendikten sonra pişmanlık göstererek mağdurun zararını azaltması veya tamamen ortadan kaldırması hâlinde, mahkeme tarafından cezada indirim yapılması mümkün hâle gelir.
Failin, mağduru kendi rızasıyla serbest bırakması
Mağdurun zararının tazmin edilmesi (örneğin sağlık giderleri, maddi zarar)
Yetkililere haber verilmesi ve mağdurun yerinin açıklanması
Bu şartlar yerine getirildiğinde, mahkeme takdiriyle cezada ciddi oranlarda indirim yapılabilir. Ancak, mağdurun serbest kalmasının zaten güvenlik güçlerinin müdahalesiyle sağlandığı durumlarda bu hüküm uygulanmaz.
Yargıtay kararlarında, failin suç sonrası sergilediği davranışların samimi ve gönüllü olması gerektiği vurgulanmıştır. Etkin pişmanlık indiriminden yararlanmak için mağdurun özgürlüğüne zarar verilmeden güvenli bir şekilde serbest bırakılması temel şarttır.
Bu suçla karşı karşıya kalındığında, hem mağdur hem de şüpheli açısından hukuki destek almak hayati önem taşır. Çünkü suçun oluşup oluşmadığı, olayın tüm koşulları birlikte değerlendirilerek tespit edilir. Failin kastı, mağdurun rızası, olayın süresi ve şekli gibi unsurlar cezanın belirlenmesinde önemli rol oynar.
Sorularınız için bir ceza hukuku avukatına başvurmanız tavsiye edilir.
Kişisel özgürlüklerin korunması, hem birey hem toplum için hayati bir ilkedir.
Far far away, behind the word mountains, far from the countries Vokalia and Consonantia, there live the blind texts. Separated they live in